Cahit Sıtkı Tarancı, 1939 yılında yüksek öğrenim için Strasburg'dadır.
Arkadaşları her akşam, kızlara gönüllerinin küreklerini mayna etmişlerdi ama o biraz gereksiz kapıldığı çirkinlik kompleksinden dolayı kızlardan uzak durmaya çalışır. Bu duruma üzülen arkadaşları, aralarında para toplayıp bir yosmaya Cahit Sıtkı'yı tavlamasını söylerler. Bu öneriyi kabul eder fakat bir süre sonra 'Şairiniz sizin olsun, böyle huysuz bir adamın kahrı çekilmez,' diyerek aldığı parayı geri verir ve Cahit Sıtkı ile ilişkisini keser
Bu durumu sonradan öğrenen Cahit Sıtkı, elbette çok üzülülecek ve o gece oldukça sarhoş geldiği pansiyonun merdivenlerinde sızıp kalacaktır.
Daha sonra üç gün odasına kapanıp ve Gün Eksilmesin Penceremden şiirini yazacaktır.
Gün Eksilmesin Penceremden
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlıyan bulunur,
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur
Ve gönül Tanrısına der ki: -
Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
Cahit Sıtkı Tarancı