Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Düş İşçisi - Kemal YARGICI'ya...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
parantezicihayatlar
Moderator
Moderator
parantezicihayatlar


Erkek
Mesaj Sayısı : 382
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 21/12/06

Düş İşçisi - Kemal YARGICI'ya... Empty
MesajKonu: Düş İşçisi - Kemal YARGICI'ya...   Düş İşçisi - Kemal YARGICI'ya... Icon_minitimePerş. Şub. 22, 2007 6:52 am

( YAĞDANLIKLARLA DOLU BİR SÜREÇ )

Hani bazı insanlar vardır, işlerini sadece sevdikleri için yaparlar... Soyları tükeniyor biliyor musunuz? Yakında sadece siyah-beyaz Yeşilçam filmlerinde kalacak ''çocukları sevdiği için dondurma satan fakir ama gururlu amca''... Farkındasınız değil mi küreselleşme ile hayatımıza giren kariyer canavarının? Ama kabullenmek istemiyorsunuz... Sıcak para ne güzel çekiyor bizi kendine... Ilık ve yavaşça... Sinsice sokulan bir yılan gibi... Seksenlerde doğdum ve yaşıtlarımın birçoğu devlete sırtını dayadı bile... ''Devlete sırtını dayamak?'' Bunu açalım biraz isterseniz...

Küreselleşme ve kapitalizmin ülkemize çöreklenmesi ile birlikte girdi hayatımıza bu terim... ''Ah! Oğlum önce devlete sırtını daya da iyi kötü, sonra yuva kur!''... Farkında değil misiniz ülkemizde ki öğretmen bolluğunun? Bakmayın siz ''açık var'' dendiğine... O kadar bolluk var ki dört yıl dirsek çürütmüş gençlere K.P.S.S. ile yıldırma politikası uyguluyoruz bir de... Farkında değil misiniz? Çevremizde ne kadar mutsuz genç var? Peki, bunun sebebi ne? Şöyle sormak istiyorum? '' Kaç tanesi çocukları sevdiği için Eğitim Fakültesine girmiş? ''... Ya da ''kaç genç arkadaşımız geleceğimiz çocuklarımıza aydınlık ve güzellik aşılamak adına öğretmen olmaya karar vermiş?'' Söyleyeyim maalesef ''hiçbiri!''... Birkaç idealist, modern ve cesur ''Donkişot'' arkadaşımızı muaf tutuyoruz tabii ki... Onlar zaten kendilerini belli ediyorlar her türlü... Hem meslek hayatında, hem özel hayatında... Diğerlerinin içler acısı hali ne olacak peki?

Ailesi tarafından dayatılmış... ''Öğretmen ol evladım! Devlete sırtını daya evladım! Sigortalı ol evladım!'' Peki, nereye varacak bunun sonu? Bu toplum baskısı ile öğretmen olmuş bir genç, öğretmen olup o küçük yavrulara ne verebilir? Çocukları ve ülkenin geleceğini değil de kendi geleceğini düşünerek bir mesleği seçmiş insanın yetiştirdiği nesilden ne beklenebilir?'' Önce fedakârlık olgusu yok olacak... Yavaş yavaş ve sinsice koparılacak bu değer geleceğimiz çocuklarımızdan... ''Ne yapıyorsan kendin için yap!''... ''Kendini sigortaya alda ne olursan ol!''...

Sonra idealler ve hayaller teker teker patron önünde ceket ilikleme tutkusuna ve yağdanlığa bırakacak yerini... Etrafımızda yağdan vıcık vıcık olmuş insanlar dolaşacak... Kaygan bir hal alacak hayat ve tutunmakta zorlanacağız... Büyük(!) işverenlerin purodan sararmış dişlerini sırıtarak bize gösterişini izleyeceğiz her zaman beyaz ekranlarda... Ekranlar bile beyazlığını yitirdi artık... Ekranlar gibi hayatta beyazken güzeldi...

Bunun için mi özlüyoruz dersiniz Münir ÖZKUL babamızı? Sahi ya! Öncelikle iyi biri mi diye araştırmaktansa, ne zaman sormaya başladık kızımızın sevdiği gence ''sigortan var mı evladım?'' diye... Ya da kaç genç arkadaşım bu soruya ''Onun sigortası benim efendim, onu kendimden bile çok seviyorum!'' yanıtını verecek cesarete ve bohemliğe sahip? '' Ne zaman yeterli oldu ''Sigortalıyım!'' cevabı, yirmi küsür yıl kendimizden bile sakınarak büyüttüğümüz kızımızı başka bir adama vermeye? Bu bahsedilen sigorta ''hayatın sigortası'' gibi görülmeye başlandığında kaybettik biz bir şeyleri... O zaman girdik işte bu ''geleceği yağdanlıklarla dolduracak sürece''...


( ... Ve ' Düş İşçisi ' Kemal YARGICI )


Tabi ki sadece eskileri örnek vermek olmaz... Günümüzde de bu akıma karşı duran, tek başına yel değirmenlerine karşı durmasını bilen insanlar var... Onlardan biri Kemal YARGICI... Sevgili Harun ANTAKYALI sayesinde tanıştığım bu gönül adamı sıkı bir çizer... Birçok projede yer almış ve halen almaya devam ediyor... TRT'nin de içinde bulunduğu kanallarda çizgi filmleri vücuda getirmiş Kemal YARGICI... Çizim yaparken sakinlik ve dinginlik akıyor gözlerinden... Masa lambasının mütevazı ışığı ay misali parlatıyor ellerine dikkatle hükmeden gözlerini... Beyninden alıyor komutu ve kalbine onaylatmadan asla kağıda geçirmiyor çizdiklerini... Çünkü biliyor çocukların kişiliğine nüfuz edecek her bir çizgisi... Gençlerin hayallerine şekil verecek her attığı kalem darbesi... İdealleri, bohem hayatı, yılların eskitemediği yüzü ile tam bir sanatkâr...

Ne zaman '' Nasılsın? '' diye sorsam aynı mütevazılıkla '' Tutunmaya çalışıyoruz '' demesi ile siyah - beyaz kareler canlanır gözümde... O 21. Yüzyılın şekerci ya da dondurmacı amcası benim için... Sadece çocukları sevdiği için dondurma satan Sadri ALIŞIK, ya da sokakta karşılaştığı gözleri görmeyen bayana her an cebinde ki son parayı uzatacakmış gibi duran Hulusi KENTMEN... Her Yeşilçam kahramanının bir özelliğini almış gibi durur hep...

''Hayallerini ideale, ideallerini de yaşam biçimine dönüştürmeyi başarabilmiş ender kişiliklerden...''

''Eski ile yeninin kesiştiği noktadan Kemal YARGICI’NIN kalemi geçer... Eskiyi yaşatır, yeniyi ihmal etmez...''

Düş işleyen eller öpülesi ellerdir... Herkes düş görür, ya da dolaylı yoldan düş kurar... Fakat hayatı bir düş olarak algılamak herkesin harcı değildir... Bir düşte yaşadığının farkında olarak, bunu yaşam biçimi edinmek ve bu doğrultuda onunda söylediği gibi '' tutunmaya çalışmak '' gerçekten zor zanaattır... Düşleri uğruna toplumun baskılarına göğüs gererek bunca yıl eskitmek anca masal kahramanlarının başarabileceği bir şey gibi algılansa da, bunun gerçek hayatta da olabileceğini ispatlayan ender bohemlerdendir Kemal YARGICI...

Malum;
Şu sıralar ülkece pek çok şey olup durduk...

'' Hepimiz her şeyiz! Her şey olduk ''

Ben ise şu sıralar,
Yirmili yaşlarında ideallerini kovalayan bir ''Donkişot'' olarak gururla söyleyebilirim ki;

'' Ben Kemal YARGICI' yım ''...

'' Ben Düş İşçisiyim ''...

Düşlerimi işlemek işliyorum minik ellerimle...
Ve... Tutunabilmek kıyısından bir yerden hayata...

'' Hayata tutundum! '' demek istemiyorum...

Hayata tutunduğun anda ölmelisin zaten... Her şeyi tüketmişsin demektir...

İnsan ara sıra aşağıya bakıp yüksekliği görünce
yüreği ağzına gelmeli,

Daha bir sıkı tutunmalı
'' Düş dalına ''



Cihan TEKİN
11:41

http://parantezicihayatlar.blogspot.com/
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.parantezicihayatlar.com
astralcat
Moderator
Moderator
astralcat


Kadın
Mesaj Sayısı : 312
Yaş : 39
Kayıt tarihi : 20/12/06

Düş İşçisi - Kemal YARGICI'ya... Empty
MesajKonu: Geri: Düş İşçisi - Kemal YARGICI'ya...   Düş İşçisi - Kemal YARGICI'ya... Icon_minitimePaz Şub. 25, 2007 5:48 pm

Kemal Yargıcı hakkında yazılmış bir makale gibi görünsede, evrensel düşünceler-analizler, kişisel idealler-hayaller de içeren duyarlı ve samimi bir makale olmuş. Yüreğini, beynine, kalemine sağlık.... cheers
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://my.opera.com/astralcat/blog/
 
Düş İşçisi - Kemal YARGICI'ya...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Akademik Forumlar :: Makale-
Buraya geçin: