astralcat Moderator
Mesaj Sayısı : 312 Yaş : 39 Kayıt tarihi : 20/12/06
| Konu: Şimdi Haberler ...... Çarş. Ocak 03, 2007 2:15 am | |
| SANATTA ORİJİNALİTENİN YENİ BİR KIRILMA NOKTASI VE “…Şimdi Haberler” *Özgünlük (orijinalite)Dada'dan günümüze sık sık anlamsal değişime uğrayan bir kavramdır.
İlk ve önemli kırılmay1 Marcel Duchamp'dan alan özgünlük, ikinci kırılmayı Andy Warhol'la derinleştirmiştir.
Bu yazıda amaç, O2/04/2000 'de Atilla İlkyaz’ın Karaca Sanat Galerisi'nde gerçekleştirilen “…Şimdi Haberler” sergjsi doğrultusunda özgünlük sorunsalı üzerinde durmaktır.
Günümüz sanatçısı, disiplinlerarası argümanların,neredeyse hepsine açık davranmakta ve sanatın ontolojik alanını daha geniş ve anlamlı kullanma eğilimi göstermektedir.
Hem disiplinler arası hiyerarşiyi ortadan kaldırma noktasında isabetli çıkışlar yapmış olmakta hem de, “yapıtlar arası estetik paraboliteyi düzleştirmekle” estetik değer yargısını; tek yapıt, tek sergi, tek tema ve bir kavram üzerine içkinleştirmektedir. (Bu durum modernizmin kalbindeki hançeri devindirmektir.)
Günümüz sanatı öyle bir dönem yaşamaktadır ki; homojen bellek, tutarlılık, prestij ve usluplaşma gibi kaygılar anlamını yitirmiştir. Yani hiç kimse bir tane değildir. Her sanatçı çoktur. Sanatsal tavrı bakımından, yaşamı boyunca bir ve tutarlı sanatçı görme arzusu, yalınkatlık ve yüzeyselliktir. Ve aynı zamanda da sakatlama ve kısırlaştırmadır. Özgünlük gündemimize AtiIla İlkyaz'm “…Şimdi Haberler'” sergisiyle yeniden geldi denmişti.
Özgünlüğün anlamını bir kere daha kırma noktasında, bu tavır şu alanıda sorgulamamızı kaçınılmaz kılmaktadır (Akıl yargılar): Dünya'da ve pek tabii buna koşut olarak ülkemizde de esen-estirilen rüzgarların; doğru ve zamanlı, yaratıcı ve yetkin oluşları itibariyle haklarını teslim etmek koşuluyla, yeni bir sığınak olarak ortaya çıkan, kimi küratör ve çevrelerce de,sanatın indirgendiği bir algılama alanı vardır ki; o da ilginç(ci)liktir.
İlginç(ci)lik sanatsal yaratıcılık bağlamındada hangi zemine oturtulacağı muğlak duran bir paradokstur. Dahası bu yaklaşımı biricikleştiren bilinç, çağın yaratıcı bireyinin, sanatı koyduğu ufkun, masum ve özgürlükçü fırsatlarınıda kuşkuya boğmaktadır.
Ve yaratıcı bireyin, sanatsal algılama alanını daraltarak, yararcı ve cemaatten olma adına, ilginç olan, ne yazik ki başka bjrşey olmayanı arama kaygısını pedagojikleştirmektedir.(Oysa sanatta ilginçlik, ilginçciliğe gereksinim duymayacak kadar çoktur.)
İlginç(ci)likden hareketle yapılan seçkilerde çoklukla, arkaplanı boş, dökümantasyon bilgisiyle ve yönlendirrneyle yapılan versiyonlar ve söz mecali olmayan düşün ürünleri(!?), gösterilmekte ve bu bir sığınak olarak korunmaktadır.
Hele buna birde özünde demokratik ve anti-hiyerarşik olan ancak sekter ve kamuflaja dönük bir tavırla,yeni egemen erkin oluşumunu besleyen: “Renk ve malzemeyi merkez almak yerine, düşünceyi merkez almaktayım” gibi, büyülü ve derinlikli özdeyişide kurunca, akan sular durmaktadır. Oysa bu yaklaşım ilginç(ci)lik gibi sığ bir açıdan ve dünya görmüş cemaat liderinin yönlendirmesiyle görülmez ise, hareket noktası olarak doğrudur. Ve sanat tarihi içinde milat olmuş çok büyük sanatçıların bu düzlemde adları sıralanabilir.
Bu çabaların ortaya çıkardığı ve gündemleştirdiği sanatçıların, sahiciliği de, kuşkuya mahal verecek durumdadır. Elbette ki sahiciliğe bir takdir makamı aramak doğru değil,ama yine de bu sığınakların dağıtılmasında hayır vardır.
İlginç/lik, Atilla İlkyaz'ın söz konusu sergisinde de var. Ancak izahın cümlesi bu değildir. Cümlenin anlamı “…Şimdi Haberler'' sergisinin özgün sanat yapıtı nedir? Ne olabilir? sorularını sormasıdır.
Elbetteki, ulaşılan her yeni katman sanat adına, yeni bir bilgi alanı da açmaktadır. Nicolai Hartman “Dünya bilgi üzerine kurulmuş değildir. Evren ve canlı doğa bilgi olmaksızında varlığını sürdünnektedirler; onların gereksinimleri yoktur, aynı şey tine sahip olmayan bilinç içinde geçerlidir” der.
Sanat nesnesinin yargılanması ve bilgi elde edilmesi, belki bizatihi sanat yapıtının sorunu değil ama onun bir bilgi kaynağı olarak kullanılmasını öngören öznenin sorunudur. Bu öznenin dış dünyayla ,bilinç düzeyindeki ilişkisidir.
Bu cümleden hareketle “…Şimdi haberler'' in teknik, prosesine ve ulaşılan sonuca bakmak gerekir: Gazetelerde yayımlanan, fotoğraflar birinci anlamı olan, haberin görsel dili olarak sanatçı tarafından belirlenen temsili form değildir. Onlar zaten birinci anlamıyla vardırlar. Ancak sanatçı için seçilen formlardır. Aynı zamanda, seçilen fotoğraflar, üzerine yapılan müdahalelerden sonra, sadece bağlamından koparılmakla kalmaz, resim-desen ikonlarıyla da, pisuar aura’ sından da ayrılır. Yeni bir paradigma kurar. Ayrıca da toplumsal belleğin zayıflığınında bir deşifrasyonu olarak, dramatik ve içacıtıcı bir spektrum oluşturur.
Pisuar aura’sı, pisuarın esas anlamından koparılışıdır. Ama orijinalitenin anlamına sıkı ve direkt bir müdahale değildir. Gazete küpürlerinin üzerine yapılan desenler ve fotokopi ile büyütülerek çok sayıda çoğaltılması ve sunuşta da işlerin imzayla sabitleştirilmemesi orijinal sanat yapıtına dolaysız bir saldırıdır.
Bu saldırı sanat eylemini genişletici niteliktedir. Aynı zamanda da, geleneksel özgünbaskı teknolojileriy1e, teknolojinin yeni olanakları arasında yeni bir kavgayı da kızıştırmaktadır.( Belki de orijinal orijinal olmayandır. )
Buna koşut olarak “Şimdi haberler” sergisi yeni özgün arayışlar esnasında, disiplinlerarası ortak dili de iyi bir düzeyde kullanmaktadır. Melezleşmiş (hybridization) bu dil, ortodoks sanat epistemolojisiyle, soluğunu yaşamdan alan epistemoloji arasında diyalektik bir ilişkilendirmedir.
Baştan sona umutsuz yada baştan sona önkoşullu varoluşun tutsağı olmaktansa, günahın kapılarını sık sık zorlamakta yarar vardır. Çünkü sanatçı bulmak,iyisini bulmak ve daha iyisini bulmak ihtirasıyla, nesneler dünyasını arşınlamaktadır.
“…Şimdi Haberler” sergisinden bir işe sahip olmak, belki bugün için özgün bir yapıta sahip olmak değildir ama (Allan Kaprow vari ) bir Atilla İlkyaz düşüncesine sahip olmaktır. *Cezmi Orhan Ankara, Nisan2001 | |
|