göçlerin sanata etkisi

Göç soyolojik açıdan bakıldığında sanata neler katmıştır. Böyle bir soru karşızında ellbette birilerimizin söyleyeceği birşeyler vardır, biraz daha açmam gerekirse, kırsal alandan kentlere göç, yurt dışına işçi göçleri. Sanatın gelişim serüveninde elbette çok büyük etken oluşturmuştur. Avrupaya yapılan göçler, Anadolu sanatına neler kattı, Anadolunun iki kıta arasındaki yeri, Anadoluda oluşan medeniyetlerde göçler aracılığı ile mi rol oynadı.

Sosyolojinin sanata katkısı yadsınamaz değil mi? Bu konuda burada biraz beyin jimnastiği yaparken, bulabildiğimiz makalelerden veya araştırmalardan paylaşımlar koysak ne dersiniz?

göçler gerçek bir etken buna katılıyorum. sanata ve bilime olan katkısı yadsınamaz. zaten beyin göçü dedikleri de bu değil mi? günümüzde artık bienaller, festivaller ve bilim olimpiyatları da yapılmakta. Kaynağa bu kadar çabuk ulaşmasına rağmen hala göçler devam etmekte. Bulabildiğim makaleler olursa paylaşırım limanda "güzel konu"

bir göç yolu üzerinde olan ülkemiz,yaşadığımız topraklarda bize kalan kültürel miraslardan daha iyi anlaşılıyor.

benimde önerebileceğim bir kitap var tabiki ilkel toplumdan uygar topluma- alaeddin şenel- geçiş aşamasında ekonomik toplumsal düşünsel yapıların etkileşimi

okurken biraz zorlanabilirsiniz dipnotu bol bir kitap diyebilirim.

savaşlar da sosyolojik açıdan sanatı etkileyen en önemli unsurlardandır. savaşı sanatçılar çıkarmaz ama, savaşlar sonrasında dünyaya yön verecek sanatçılar mutlaka çıkar sanat yapan insanı milliyet ile ulus ile sınırlamak onu sahiplenmek değildir, olamazda. Sanat sosyolojisi dünyadaki bu tür oluşumları ele alır. sanatçının oluşumunda ki birçok faktör yaşamsal, zihinsel ve hatta genetik birçok olguyu da içinde barındırır. Dünya savaşlarından sonrasını sosyolojik etkenleri ele alınarak incelediğimizde göçlerin (sanatçılar tarafından) kaçınılmaz olduğunu. Dünyadaki sanat merkezlerinin devamlı neden değiştiğini açıkça görmemiz mümkün. Sanatçı kendisiyle savaşan ve sorumlukları olan insandır bu yüzden hiçbir otoriteye boyun eğmez. Yaratıcı olduğu kadar aktarımcıdırda. düşünsel yaşamından olduğu kadar bedensel yaşamından da sorumludur. Kaos sanatına ne kadar yansırsa yansısın toplumsal kaoslardan kaçınır bu kaçmak değildir çünkü o tür kaoslar ve çıkış nedenleri basitliğinden ötürü onu ilgilendirmez çünkü iktidar savaşı bir sanatçıya devamlı komik gelir. Göç etmek sadece adı konmuş bir eylemdir. üretimleri için bir sınıra bir cografyaya bağlı kalmaz..... kalamazda.

globalleşme ile neler olacak göreceğiz.. bir yerden sonra galiba sanat sınırsız gelişmeye devam edecek. avrupa sınırları kaldırıyor... daha uzak zamanları düşünmekte yararvar. :nsanlar toplumsallaşma yolunda ne uygarlıkları yok ettiler.

paylaşım için tskrler
bi an kendimi tarihde yol alır buldum..

Harun Antakyalı nın Makalesini mutlaka okuyun arkadaşlar

https://liman.yetkin-forum.com/makale-f25/sava-ve-sanat-parantez-icinde-sanatcy-t1386.htm?sid=68496bae12b3fab103ff71126c1c4405